Korku Sinemasının Ustası Wes Craven

8 Eylül 2016 Tarihinde Yayınlandı.

Korku filmi yapmak incelik isteyen bir iştir. Amaç sadece izleyiciyi korkutmak veya tiksindirmek değildir. Çarpıcı ve orijinal bir hikâye aslında her filmde olduğu gibi korku filmlerinde de en önemli unsurdur. Fakat bu unsura dikkat eden az sayıda insan var günümüzde. İşte bu yazımda sizlere bu az sayıdaki insanlara dâhil olan, korkunun ustalarından sayılan ve geçen sene aramızdan ayrılan Wes Craven dan bahsetmek istiyorum.

“Bir iki… Freddy sana geldi…” ve “Favori korku filmin ne Sidney?” replikleri hepinizin aklında bir şeyler canlandırıyordur elbet. Benim çocukluğum bu repliklerin bulunduğu efsanevi Wes Craven filmleriyle geçti. Nightmare on Elm Street (Elm Sokağında Kâbus) ve Scream (Çığlık) serileri Wes Craven’ ın en başarılı ve en ünlü film serileridir. Her iki seri de kendine has havasıyla seneler boyunca orijinalliğini korumuştur. Günümüzde de hala büyük bir seyirci kitlesi bulunmakta her iki serinin de. Freddy Krueger ve Ghostface’ i bilmeyen korku filmi fanı olmaz, olamaz…

Wes Craven, her ne kadar daha çok Nightmare on Elm Street ve Scream serileriyle bilinen, sevilen bir yönetmen olsa da birçok yapıma imza atmış bir yönetmendir. Yönetmenlik konusunda ilk eseri The Last House on the Left adlı film iken, son eseri de Scream 4 filmidir. Birçok filmini izlemiş olsam da ben de daha bütün eserlerini izleme fırsatı bulamadım. Fakat dediğim gibi korku filmlerinde orijinalliği yakalamış harika birisiydi kendisi. Bilmeyenler ve bilip de tekrar hatırlamak isteyenler için kısaca Nightmare on Elm Street ve Scream serilerinden bahsedeceğim.

Nightmare on Elm Street serisinin ilk filmi 1984 senesinde çıktı. Film birçok insanın uykularını kaçırdı ilk çıktığı zamanlar. Bunun nedeni ise filmde rüyalarda öldüren bir katil vardı. Katilimizin adı Freddy Krueger idi. Freddy Krueger aslında eskiden bir insandır fakat küçük çocukları taciz ettiği için aileler tarafından bir kulübede ateşe verilir fakat ölmeden önce şeytanla anlaşma yapar ve rüyalarda öldüren bir seri katile dönüşür. İlk filmde bir grup gencin rüyalarında aynı korkunç karakteri görmeleriyle olaylar başlıyordu. Daha sonra tabii ki ölenler ölüyor, kalanlar kalıyordu. Serinin orijinalliği de rüya unsurundan gelmekteydi zaten. Freddy seni rüyanda öldürürse gerçekte de ölmüş oluyordun. Her ne kadar gençler Freddy’ i rüyalar âleminden gerçek dünyaya getirip öldürme girişimlerinde bulunmuş olsalar da her zaman geri dönmeyi başarmıştır. Aynı zamanda Freddy Krueger mizahi bir yöne sahip bir katildir. Bu da yine Wes Craven’ ın kendine has bir katkısıdır. Neredeyse bütün korku filmlerinde komedi unsurunu da yerleşmiştir. Fakat nedense hiç de rahatsız etmez. Örneğin Freddy Krueger genelde bu filmlerde çok eğlenceli şekillerde katliam yapmaktadır. Bu da filme ayrı hava katan bir diğer unsurdur. Kısacası Nightmare on Elm Street, rüyalarında gençleri katleden bir katili barındıran, orijinalliğini hala koruyan kült olmuş bir korku film serisidir.

Biraz da Scream serisinden bahsedetmek istiyorum en başta dediğim gibi. Senelerce televizyon kanallarında birçok kez verilmiş yine kült olmuş bir korku film serisidir kendisi. Basit bir cinayet filmi gibi gözükse de aslında filmin sonuna kadar katilin kim olduğunu çözmeye çalıştığımız bir filmdir kendisi. Wes Craven önceki filmlerinde olduğu gibi yine karşımıza orijinal görünümlü bir katil çıkarmayı başarmış Scream serisinde de. Taktığı maskeden dolayı bu karaktere Ghostface yani hayalet surat denmiştir. Filmde Sidney Prescott adlı kızımız ana unsur. 4 filmde de Ghostface tarafından öldürülmeye çalışılan karakterimiz Sidney. Her ne kadar Nightmare on Elm Street kadar sağlam bir senaryoya sahip olmasa da filmdeki katilin gizemini koruması seyirciyi filme bağlıyor. Aynı zamanda yine komedi unsurları filmde mevcut. Ghostface öldürme teknikleri ve yaptığı oyunlar ile yine kendine has bir karakter. Daha doğrusu her filmde katil başka birisi fakat büründüğü karakter ve kostümü aynı. Bu serinin en sevdiğim yanlarından birisi de filmdeki olayların filmin içinde film yapılması ve orada da seri olarak devam etmesi. Biraz kafanız karıştı galiba. Yani demek istediğim ilk filmde işlenen cinayetler üzerine tıpkı Scream serisi gibi Stab adlı bir film serisi yapılıyor. Hatta Scream 2’ nin ilk sahnesi sinemada daha yeni gösterime girmiş olan Stab filmi ile başlıyor. Bu da çok dâhice bir düşünce. Kısacası Scream, kostüm, olaylar ve karakterler bakımından kendine özgü bir katil filmi.

Elbette ki büyük usta hakkında daha yazacak çok şey var. Fakat herkesin bildiği filmlerle en kısa şekilde kendisini anmak istedim. Benim gözümde her zaman korku filmlerinin büyük ustalarından olacak ve hiçbir zaman unutulmayacak. Böyle güzel filmleri bizlere izlettiğin için teşekkürler büyük usta…